Kitap Hakkında:
"Nietzsche Ağladığında" adlı kült kitabın kadın karakteri Lou Salomé'nin biyografisinin anlatıldığı eserde, yaşamı, yapıtları, dostlukları, aşkları, yapmış olduğu gezileri ve evliliği yer alıyor. Salomé, Nietzsche ve Paul Rée'nin evlenme tekliflerini reddederek entelektüel birlikteliği savundu; asla cinsel birlikteliğin yaşanmadığı bir evlilik yaptı. Sadakat'i reddetti, Freud'la dostluğu ölene dek sürdü. Girdiği her ortamda etkili oldu; yaptığı ve öğrendiği her şey üzerine düşündü ve yazdı.
Yaşadığı dönemin en "kayda değer" kadını olarak bilinen Lou von Salomé'nin biyografisi onu merak edenlere tavsiye edilir. Gizem çözülecek mi?
Çeviri : Semra Kunt AKBAŞ
Kitabın İncileri:
"Almanca konuşulan topraklarda son 150 yıldır hiçbir kadın, Petersburg'lu Lou von Salomé kadar güçlü ve dolaysız bir etki yaratmamıştır." Kurt Wolff 15
Lou Andreas-Salomé ismini çevreleyen büyüklüğün kaynağı, genellikle ona eşlik eden ve aralarında Friedrich Nietzsche, Rainer Maria Rilke ve Sigmund Freud'un öne çıktığı isimlerdir. 15
Lou Andreas-Salomé'nin yaşamı boyunca, tanımlanamayan, olağanüstü güçlü bir kişilik taşıdığı söylenebilir. 18
"Hedefler, benim için asla bir seçim olmamıştır ve seçme duygusunu gerçekten hiç tanımadım, ama içimde, doğal kuvvetlerin zorunlu işleyişine çok benzeyen birşey buldum"
Sadakat ve sevgi ortamı, Lou'da başkalarına güvenme eğilimi ve sürekli bir minnetarlık yarattı.27
Ancak gerçekte Lou'nun anne babası ona karşı yumuşaktılar ve annesi sonraları onun için "çok az genç kız onun gibi herşeyi kendi istediği biçime sokmuştur" diyecektir. 28
"Gitmene izin verdiğimde, seni özgür bırakmıyorum. Uzaktayken bana iki kat daha fazla ait olacaksın. Verdiğin söz, ömrün boyunca geçerli." 43
..Elbette, zihninin cazibesinden başka bir cazibe sunmakla ilgilenmeyen genç ve çekici bir kadınla karşılaşmak şaşırtıcıydı, fakat bu kadar çok sayıda insanın Lou'nun zihninin büyük amaçlar için kullanılması gereken sıradışı bir güç olduğuna ikna olması yine de kayda değerdir. 47
"Bir kartal gibi keskin zekalı, bir aslan kadar yürekli" Nietzsche 49
..Bu sırada Rée'de bir başka zihnin aydınlığını ve sıcaklığını arıyordu. 53
Niyeti, küçük bir aydın topluluğu oluşturmaktı. 55
Bu tür ruhları arzuluyorum. Hatta o ruhları bulmak için ava çıkmayı planlıyorum.59
Nietzsche'ninki bilinen aşklardan değildi, engin ve yüceydi. 65
.."Arkadaşların herşeyi ortaktır" olan bir "Pisagorcu arkadaşlık"tı. 68
Nietzsche daha sonra Overbeck'e o yaz yaşantıladığı en yararlı şeyin, Lou ile konuşmaları olduğunu bildirmişti: "Zekamız ve zevklerimiz en derin noktada birbirine bağlı...Bizim aramızdaki gibi bir felsefi açıklığın daha önce yaşanıp yaşanmadığını merak ediyorum." 73
Yıllar sonra Lou, orta sınıftan kızlar arasında bekarete geleneksel olarak verilen değerden vazgeçilmesinin büyük bir hata olduğu görüşünü öne sürmüştür: Bekaret onları verimliliğe hatta kahramanlığa götürebilir. 74
Cinsel aşk açısından büyük beklentileri olması kadının tüm uzak görüşünü bozar.74
Duygularımıza girmeyen şey, düşüncemizi fazla meşgul etmez. 78
Bazen vicdanımızın büyüklüğü beynimizin büyüklüğüyle ters orantılıdır. 79
"Kadınların düşünceleri kalplerinden doğar" gibi kimi ifadeleri onun hemcinsleriyle arasına mesafe koyduğunu gösterir. 80
Evlilik, sevginin katilidir; evli eşler "birbirleri için önemsizdirler". Lou (Nietzsche'nin aksine) kadınların sevgide cinselliğe en son gelmeleri bakımından (erkekler onunla başlarlar) erkekelerden daha yüksek olduğunu söyler. Sevgi, arkadaşlığın bayağı alt sıralarındadır; arkadaşlık, sevgiye ve daha da kötüsü cinselliğe dönüşerek yok olma riskinden korunmalıdır, çünkü "bedensel tutkudan ruhsal sempatiye giden yol yoktur, ama ikinciden birinciye gidilebilir"
Kendini bilmek, yani bu riski (ve ürününü) önleme aracı, en temel değerdir. 81
Lou'nun Rée için düşüncelerini kağıda geçirdiği süre boyunca Rée, platonik bir aşığın yazmaya cesaret edebileceği kadar bedensel aşk mektupları yazıyordu.83
..Şen Bilim'de Nietzsche, gülebilen ve dans edebilen filozofu övmüştü; Zerdüşt kişiliğinde o filozof kendisidir. Kitapta acı vardır ve bunun bir parçası Lou von Salomé'nin yarattığı düş kırıklığının dolaysız yansımasıdır. 88
"Soylu, ruhsal ve derin sevgi uyandıran bir kadınla ilişkilerimizde en sonunda onun mülkiyetini de elde ettiğimizde her zaman kazandığımızdan fazlasını yitiririz." 96
Bu yıllar içinde Lou'nun cinsel tehlikeye karşı direnci yalnızca birkez kırılacak gibi oldu: Georg Ledebour ile ilişkisinde.. 109
Yeterince açık görülüyor ki Lou bir erkekle genellikle arzu edilir ve normal kabul edilen tam evlilik birlikteliğini istemiyordu. Lou, çektiği güçlüklere ve kendisine ve başkalarına verdiği acıya karşın, belki de tamamen ideal bir başka aşk yaşamına işaret ediyor gibi görülmelidir. 110
"Bir insan bilgisiyle ne kadar uzağa erişse de, kendisine ne kadar nesnel görünse de, en sonunda yanında götürebileceği tek şey kendi biyografisidir." Nietzsche 139
"Benim işaretim ve habercim ol ve yaşamımı şenliğe dönüştür." Rilke'den Salomé'ye 157
Lou'nun ve Rilke'nin ortak özelliği, yönlendirici bir kader duygusuyla suçluluk duymamalarıydı. 159
Büyük zihinler buluştuğu zaman olanları duymak her zaman ilgi çekicidir.178
Lou, bundan on dokuz yıl önce Roma'da Gillot'ya mektup yazdığında gerçekten de ergenlik dönemindeydi ve bir ömür boyu aşkı reddetmeye ve yalnızca zeka için yaşamaya karar vermişti. 189
Bana karşı çıkıyorsun, ama ben buyum ve bu olmaya niyetliyim ve haklıyım! Böylece Gillot'nun gösterdiği son ilgiyi kendinden uzaklaştırmıştı. 189
Eğer sonraları bir gün kendini kötü hissedersen, en kötü saat için ikimizin bir yuvası olduğunu unutma. 190
"Kişi en sonunda, arzu ettiği şeyi değil, arzusunu sever." Nietzsche 211
Ama kadının erkekten daha az etkin olduğu söylenmemelidir. Kadın, çocuğu yaparken, doğrurken, beslerken ve büyütürken tamamıyla etkin, aslında erkeksidir.. 216
Aşk tutkusu, benliğimize en derin giriştir, bin kat yalnızlıktır... Sevilen nesne..yalnızca buna yol açan nedendir. 220
"Psikanalizin başka biri için bu kadar önemli olabileceğini asla düşünmezdim" Freud 229
"İyimserler duyguya saygı gösterenlerdir."
"Tutkudan ölmek yaşamdan ölmektir."
"Acı, mutluluğun üzerindeki vurgudur."
"Sevmek yüce tutmaktır" Lou Von Salomé 283
..kadınlara özgü olmayan bir biçimde, aşık olmayı, aşık olunmaya yeğlemesi olduğunu söylediğini anımsar..
Daha çok şuna benziyor: Eğer biri elini bir gül çalısının içine daldırırsa elini çiçekler dolduracaktır. Elindeki çiçekler ne kadar çok olsa da çalının bolluğuyla karşılaştırıldığında azdır. Yine de elini dolduran, onun çiçeklenmenin tamamını yaşantılaması için yeterlidir. ( 306
Başıma her ne gelirse gelsin, arkamda beni kucaklamak için açık kollar olduğu inancını asla kaybetmem. 307